-->
Irkçılık, geniş anlamıyla insanların biyolojik özelliklerinin diğer insanlar ve toplumlararası ilişkilerle birlikte, çoğu zaman politikayı, kültürü ve hatta ekonomiyi şekillendirmesidir. Belirli toplumlara bazı çirkin avantajlar sağlayan ırkçılık aynı zamanda dünya tarihinde derin yaralar bırakmış kavramlardan birisi olarak zihnimizdeki yerini koruyor. Bu kavram dijital çağ olarak tanımlanan ve teknolojinin zirveye çıktığı bir dönemde de maalesef varlığını sürdürüyor.
Birçok alanda hala kendisine yaşam alanı bulabilen bu kavram, popüler kültür ürünü olmakla birlikte dünyada da artık önemli bir kitleler arası iletişim aracı olan sporda da zaman zaman karşımıza çıkıyor ve bu popülaritesinden dolayı oldukça ses de getiriyor. Bu spor dallarının başında ise küreselliği nedeniyle elbette futbol geliyor. Zaman zaman dünyanın her yerinden özellikle de çağdaşlık konusunda dünya kamuoyu üzerinde iddialı bir algıya sahip olan Avrupa’da sporda yaşanan ırkçılığa dair haberler geliyor. Bu tür haberlerinin sonuncusu ise dünyanın kulüpler düzeyindeki en büyük turnuvası olarak kabul edilen Şampiyonlar Ligi’nde oynanan bir maçtan geldi.
Kısaca hatırlayalım;
Paris Saint Germain-Başakşehir maçında 4. hakemin Başakşehir Yardımcı Antrenörü Webo’ya karşı ırkçı ifadeler kullanması maç içerisinde her iki takımdan tepki görmüş ve maç ertelenmişti.
Olay kısaca böyle yansımıştı bizlere… Tabi ki bu ırkçılığı nefretle kınıyor ve hem Başakşehir’i hem de PSG’yi tavırlarından dolayı kutluyorum.
Ancak benim asıl üzerinde durmak istediğim konu bu değil. Bu örnek sonrası gerek medya gerekse sosyal medya kanallarında birçok tepki ve kınama geldi bu olaya karşı. Türkiye’deki birçok kulüp, federasyon ve sporsever bu çirkin olayı lanetledi. Buraya kadar her şey çok güzel bir kınama rüzgarı sardı ülkeyi…
Hepimizin profilinde; no to racism…
Asıl sorum ise şu; bu protestoların ne kadar samimi olduğu…
Elbette bu konuda samimi tavır sergileyenler vardır. Ancak Türkiye’nin ırkçılığa bakışı konusunda bazı örnekler bize aslında ırkçılıkla mücadele falan edilmediğini, en makul ifadeyle bu hastalığa kayıtsız kaldığını işaret ediyor. Bunları yaparken amacım kişileri suçlamak değil. Asıl amacım ırkçılığın kültürel ve içselleştirilmiş boyutlarına dikkat çekmek. O nedenle örnekleri isim vermeden yazacağım. Tabi ki, olayları hatırlayanlar isimleri de zaten hatırlayacaktır.
Peki neydi bu örnekler,
En yakın örneği daha geçen hafta yaşandı. Spor televizyonlarından birinde yorumculuk yapan şahıs Galatasaraylı Futbolcu M’Baye Diagne için “Senegal’de timsah yiyordu, geldi burada topçu oldu” ifadelerini kullandı.
Bu açıklamaları sonrası, bu şahıs televizyonlarda yorumlarına devam ediyor mu?
Gayet güzel ediyor. Bir yaptırım yapıldı mı? Tabi ki hayır.
Başka bir örnekte, Boşnaklara ağza alınmayacak ifadelerle hakaret eden, bir anlamda insanlık suçu işleyen başka bir spor yorumcusu şu anda aynı televizyonda muhteşem yorumlarına devam ediyor mu? Ediyor.
Bir dönem güzide kulüplerimizden birinin başkanı İngiliz futbolcu Kevin Campbell için “Bizim yamyamı gol makinesi diye aldık çamaşır makinesi çıktı” dedi. Ne oldu, hiçbir şey.
2013 yılında oynanan Fenerbahçe ve Galatasaray derbisinde bir Fenerbahçeli taraftar Eboue ve Didier Drogba’ya muz göstermemiş miydi, gösterdi. Ne oldu, hiçbir şey.
Bu örnekler arasında tek ceza alan milli bir futbolcumuz oldu. Bu futbolcu Trabzonspor’un Fildişi Sahilli oyuncusu Didier Zokora’ya maç sırasında ırkçı hakarette bulunmuştu. Mahkemeye yansıyan olayda futbolcu hakkında iki ay 15 gün hapis cezası ve beş yıl denetimli serbestlik cezası verildi. Bu sembolik sayılabilecek ceza sonrası bu futbolcumuz futbol hayatına güzel imkanlarla güzel güzel kulüplerde devam etmedi mi, etti.
Örnekler çoğaltılabilir ülkemizde ve ırkçılık evrensel bir suçtur. Ülkemizdeki örneklere bakıldığında ırkçılık gayet güzel yaşıyor aramızda, bilinçaltımızda ve hiçbir ciddi yaptırımla karşılaşmıyor.
Ama ne olduysa malum maçta Webo’ya siyah adam diyen ırkçı hakeme karşı bütün ülke aslan kesiliyor. Çünkü bu hakem Türkiye’de yaşamıyor. Hiç kimseyle ilişkisi yok. Uzaktakine sallamak kolay, iş bizim ülkede bunu yapanlara da tepki göstermekte.
Peki neden yeterli tepki gösterilemiyor, bu ülkedeki ırkçı söylemlere?
Onun cevabını da artık siz bulun!
“Galibiyeti hak ettik”