Alman liginin alt yaş gruplarında yetiştikten sonra genç yetenek olarak Beşiktaş’a transfer edildi. Kulübün yakın geleceğine yapılan yatırımlardan bir tanesi olarak görüldü. İlk planda oynamaya hazır olmadığı düşünülerek kendini geliştirmesi, deneyim kazanması için Adanaspor’a kiralık olarak gönderildi.
Sonraki dönemde Beşiktaş takımında forma şansı buldu. Beklentileri karşılayan ve bundan sonra takımın daimi kalecisi olacak inancın oluşmasını sağlayamadı.
Camiada Günay Güvenç isminin Beşiktaş ile özdeşleşecek durumda olmadığı kanaati oluşunca geleceğe dair planların içerisinde yer alamadı. Bir süre daha kulüpte kaldıysa da yollar ayrıldı.
Yeni hedefler yeni beklentiler adına bir alt ligdeki Göztepe ile anlaştı. Bir dönem görev aldıysa ve takımla süper lige çıktıysa da Beto’nun gelişiyle çim alanın dışında kaldı.
Bu defa tekrar bir alt lige döndü ve Gazişehir FK ile yeni bir maceraya atıldı. Şampiyonluk yaşadı ve tekrar süper lige yükseldi. Burada kaleyi o kadar sıkı sahiplendi ki bugüne kadar başka bir kalecinin görev almasına izin vermedi.
Geçtiğimiz sezondan bu yana canla başla takımının başarısı için mücadele ediyor.
gücü, bilgisi, becerisi neleri yapmaya yetiyorsa, elinden gelen ne varsa, gücünün son damlasına kadar sahada bırakıyor. Üstelik bunu her maç yapıyor.
Doğru pozisyonda olamadığı, kullanacağı zamanı doğru yönetemediği, teknik ve taktiksel konularda yapılması gerekeni yapamadığı da oluyor elbette. Fakat hatalar oyunu dediğimiz futbolda kim her şeyi her zaman mükemmel yapabiliyor ki?
Evet, baktığınız zaman sahadaki albenisi çok yüksek olmayabilir.
“Cool” diye tabir edilen soğukkanlı duruş ile karizmatik görüntü veremeyip kale önündeki hareketleri telaşlı bir kaleci görüntüsü veriyor olabilir.
Geçmiş dönemlerdeki durumu beklentilerin gerisinde kaldığı için bir çok futbol izleyicisini iyi kaleci olduğuna hala ikna edememiş de olabilir.
Fakat bir gerçek var ki takımına çok katkı sağlıyor. Neredeyse her maç bir kaç tane kritik top kurtararak takımının maça tutunmasını sağlıyor. Rakibin pozisyonu ne şekilde gelişirse gelişsin asla teslim olmadan sonuna kadar kalesini savunma gayretinde oluyor.
Günay’ın maçını izleyenler önyargılarını bir tarafa bırakarak dikkatlice izlediklerinde bütün varlığıyla mücadele eden güçlü bir yürek göreceklerdir.
İnanıyorum ki şu an hizmet ettiği camiadan yeterli desteği ve takdiri fazlasıyla alıyordur. Bu özverili, azimli ve başarılı mücadele ulusal takımımız seviyesinde de takdir görmelidir diye düşünüyorum. Böyle bir taltif benim nazarımda sadece Günay’ın şahsına yapılmayacaktır. Onun gibi hiç bir zorluktan yılmadan azimle başarı basamaklarını tırmanma gayretinde olanlar için örnek teşkil edecektir, motivasyon kaynağı olacaktır.
Sezonun başından itibaren geçen sezonu aratan performansına rağmen milli görevle onurlandırılarak Uğurcan’a verilen destek son derece takdire şayan bir davranıştır.
Geçtiğimiz sezona oldukça kötü bir başlangıç yapan arkasında sakatlığı sebebiyle bir süre sahalardan da uzak kalan Gökhan Akkan milli formadan da uzak kalmıştı. Bu sezona başladığında artık toparlandığına dair sinyaller veren bir iki maçın ardından hemen milli takıma davet edildi. Bu da olması gereken kaliteli bir davranıştı. Sonuç olarak da Gökhan artan motivasyonuyla performansını da yükseltmeye başladı.
Sezona Avrupa kupaları sebebiyle yeterince hazırlanamadan maçlara başlayan Başakşehir lige de kötü başlamıştı. Bu süreçte Mert’de oldukça düşük performans gösterdi ve takımını ayakta tutan kaleci durumunda olamadı. Hala da tam olarak toparlandığı söylenemez.
Bu sezon başından itibaren Trabzonspor takımında yaşanan düşüşte özellikle rakamsal olarak ülkenin en değerli kalecisi Uğurcan’ da takımını toparlayacak dirayeti gösteremedi. O da takımdaki toparlanmayla birlikte şu günlerde biraz daha iyi görüntü vermeye başladı.
Gelecek beklenen Altay’ın performansını yükseltebilmek için kulübü sürekli kaleci antrenörü değiştirdi.
Diğer yanda ise takımın inişinden çıkışından etkilenmeden şartlar ne olursa olsun en maksimum katkıyı sağlamaya çalışan bir Günay Güvenç var.
Ben Günay’ın verdiği mücadeleyi takdir ediyor, saygı duyuyorum. Benim gibi bakanların da aynı duyguları paylaşacağına inanıyorum.
Haluk Kaplan
